2022 MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM VE 2023 ÖNGÖRÜLERİ
Enflasyonist Baskılar Altında Sıkılaşan Küresel Koşullar
2022 yılı, tüm dünyada hem pandemi dönemindeki ekonomik aktiviteyi desteklemeye yönelik genişlemeci politikaların gecikmeli etkilerinden hem de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle daha da yükselen rekor düzeydeki emtia fiyatlarından kaynaklanan enflasyonist baskıları kontrol altına alma çabalarına sahne oldu. COVID sonrası normalleşme politikalarının getirdiği güçlüklerin yanı sıra sıkılaşan finansal koşullar ve RusyaUkrayna savaşı kaynaklı jeopolitik riskler, dünya ekonomisinde yavaşlamaya yol açtı. 2021 yılındaki %6,0 seviyesinden 2022 yılında %2,1'e yavaşlarken, Euro Bölgesi'nde ise 2022'nin son çeyreğinde mevsim etkilerinden arındırılmış yıllık büyüme %1,9'a geriledi. Enflasyon tarafında ise 2022 yılında yıllık tüketici enflasyonu ABD'de %6,5, Euro Bölgesi'nde ise %8,5 seviyesine yükseldi.
Küresel enflasyonun yüksek seyri, bir yandan yukarı yönlü sürprizler yaratmaya devam ederken bir yandan da merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırma hamlelerini beklenenden daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde yapmalarına sebep oldu. Bu durum ise finansal belirsizliği artırdı ve resesyon endişelerini güçlendirdi. Önceliğini enflasyonun düşürülmesi olarak belirleyen ABD Merkez Bankası (Fed), işgücü piyasasındaki sıkı koşulların, ekonomide yumuşak inişin sağlanmasına yardımcı olacağını öne sürdü. Fed, iletişiminde şahin tonunu korurken geçtiğimiz yıldan bu yana 450 baz puanlık faiz artışlarıyla politika faiz oranını Şubat 2023 itibarıyla %4,50-4,75 bandına kadar yükseltti. Avrupa Merkez Bankası da (ECB) olası sıkılaştırma adımları için kapıyı açık bırakarak politika faiz oranını %0’dan %3,0'a yükseltti.
Önümüzdeki dönemde, enerji fiyatları kaynaklı yüksek belirsizlik ortamında ve Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği süregelen darboğazlar nedeniyle para politikalarında ihtiyatlı duruşun sürdürülmesini ve büyüme dinamiklerindeki zayıflamanın devam etmesini bekliyoruz. Bu bağlamda, ABD ekonomisinin 2023 yılında %0,5’lik bir GSYİH büyümesi yakalayacağını öngörüyoruz. Euro Bölgesi’nde tablonun özellikle yüksek doğal gaz fiyatları nedeniyle daha ağır seyretmesini, %0,1’lik bir GSYİH küçülmesiyle kısa süreli bir resesyon yaşanmasını bekliyoruz. Öte yandan Çin’deki büyüme görünümünün dünya ekonomisinin yeniden toparlanmaya başlamasında destekleyici bir rol oynamasını, bu anlamda GSYİH büyümesinin 2022 yılındaki %3,6 oranından 2023 yılında %5’e hızlanmasını öngörüyoruz.
Enflasyon tarafındaki belirsizlikler, sıkı parasal duruşun bir süre daha sürdürülmesi gerekliliği ve bunların yol açacağı büyüme oranlarındaki zayıflama göz önüne alındığında, genel görünüm negatif kalmaya devam edecek. Artan risk primleri, sermaye girişlerini sınırlandırabileceğinden tüm bu etkenler gelişmekte olan ekonomiler açısından önemli bir zorluk getiriyor. Kuvvetlenen enflasyon baskıları karşısında merkez bankalarının faiz artışlarının yol açabileceği küresel resesyon temel risk olarak ortaya çıkarken, Rusya-Ukrayna savaşının daha da şiddetlenerek Avrupa’da ciddi enerji kesintilerine yol açması ve Çin ekonomisinde yaşanabilecek bir sert iniş, küresel aktivite üzerindeki diğer aşağı yönlü riskler arasında değerlendirilebilir.
GSYH Büyüme Beklentileri* (Yıllık Değişim)